top of page

Hayat açılışı öncesi ( Life Gambit 1)

  • Halit
  • 15 Mar
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 20 Mar




Gambit, bir satranç oyuncusunun daha iyi bir konuma ulaşmak için bir veya birkaç taşı feda ettiği açılıştır.

Hayat ise gözyaşı dökmeden ağlayarak geldiğimiz ve ağlamadan gözyaşı dökerek gittiğimiz bir yolculuktur.


Belirli kalıplar içinde geldiğimiz dünyada; genetiğimiz, doğduğumuz topraklar, ailemizin inançları, şartları ve kuralları arasında, biz daha farkına varmadan bir hamur gibi yoğrulup şekillenmeye başlarız. Bu, hayatımız boyunca hiç bitmeyecek öğrenme sürecinin en çok öğrendiğimiz dönemidir. Ama çoğumuz bu dönemde bilinçsiz ve çaresiziz; hayatımız boyunca taşıyacağımız izleri de bu dönemde alırız. Belki de kimilerine göre, kimilerinin "şanslı" diye adlandırılabileceği dönem de budur.


Bu dönemden sonra hayat gambiti başlar. Her insanın hayata karşı bir açılış hamlesi vardır, ancak çoğu farkında bile değildir attığı adımların. Her hamleye karşı hayat da bir hamle yapar. Hepimizin girdiği çıkmaz sokaklar vardır. Çoğumuz farkında bile olmadan atarız adımlarımızı. Güneşlidir her yeni sokağın başlangıcı…


Adım adım ilerlerken hava kararmaya başlar. Sonra bir duvar çıkar karşımıza; aşılamaz sandığımız bir duvar. Derin bir kasvet çöker içimize, ardından da yalnızlık…

Çok az insanın, o karanlıkta kalbinin ışığıyla seni oradan çıkaran bir dostu olur. Bir de kibrit yakanlar vardır… Onlar da toplaşmaya başlar etrafında, seni başka bir çıkmaz sokağa götürmek için.


Oysa sokağın başında bir tabela duruyordur. Çoğumuz bile bile gireriz çıkmaz sokaklara, göz göre göre. Kimi kabullenir gördüğünü ama anlamamıştır anlamını. Kimi "Burada çıkmaz sokak mı olur?" isyanıyla inletir sokağı. Kimi suçlar sokak sakinlerini. Ve bazen, sırf biz girelim diye birileri söker o tabelayı yerinden. İşte, ilk onlar gelir zaten elinde kibritle…


Kimdi bize bu zaman kaybını yaşatan? Görmek istemediklerimiz mi? Yoksa sokak mı, karşımıza çıkan duvar mı? Ya da neden vardı ki çıkmaz sokaklar?

Bir suçlu olmalı… Ya gökyüzü ya da yeryüzü.


Arama dostum suçluyu, bu sokakta suçlu yok. İşte bunun adına tecrübe diyor insanoğlu.

Eğer bir suçlu bulamayıp tecrübeyi edindiysen, ne güzel. Ama hâlâ o çıkmaz sokaktaysan ya da bir şekilde bir suçlu bulup çıktıysan o sokaktan, çıkmaz başka bir caddeye, çıkmaz başka bir otoyola girdin demektir.

Hatta cadde veya çıkmaz bir otoyola girdiysen, daha hızlı çakılacaksın, daha çok zaman kaybedeceksin. Artık suçlayacak daha çok insanın, kızacak daha büyük bir yeryüzün ve gökyüzün var.


Sana tavsiyem, sevgili dostum: Yanında bir ayna ile gez.

Her çakılışında o aynayı eline alıp sadece kendine bak. Nedenlerin ve sonuçların başlangıcının senin adımların olduğunu anladığında, artık senin için çıkmaz sokaklar kalmayacaktır.


Çünkü artık bakacaksın sokağın başında sökülmüş bir tabela var mı diye… Sökülen tabelanın yerine dökülmüş beton var mı diye… Bakacaksın sokak sakinlerinin yüzlerine, sokakta açmayan çiçeklere…

En karanlık sokaklara girmen gerektiğinde elinde bir el fenerin olacak. Eğer mecbursan çıkmaz bir sokağa girmeye, ya bir balyozun ya da bir tırmanma ipin olacak. Elbette birçok nedenin, bahaneden fazlası… Ama değiştirebileceğin ve geliştirebileceğin tek şey sensin.


Bıraktıysan artık suçlamaları, isyanları… Başkalarını geçip geldiysen kendine…"Evet, tek suçlu benim." diyorsan…

Dur dostum.

Sen de suçlu değilsin. Suç yok. Ceza yok.

En çok kendine acımasız olacaksın eleştirirken ve en çok kendine merhametli olacaksın suçlarken.

Suç yok, sevgili dostum.

Buraya geldiysek artık Life Gambitine (hayat açılışı) başlayabiliriz.


Hoş geldin. Çek bir sandalye ve taşlarını tahtaya dizmeye başla.


ree

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin

Çok Yakında

© 2035 by Ebedi Kalem  and secured by Wix

bottom of page