top of page

Kale (Life Gambit 4)

  • Halit
  • 23 Mar
  • 2 dakikada okunur


ree

Satrançta kale, dikey ve yatay doğrultuda sınırsız kare ilerleyebilen güçlü bir taştır. Her oyuncu oyuna iki kale ile başlar ve başlangıç konumları köşe karelerdir. Kaleler, özellikle oyun sonlarında önemli bir rol oynar ve "rok" adı verilen özel bir hamlede şah ile birlikte hareket edebilir.


Ama sadece tahtada değil, hayatımızda da kalelerimiz vardır.

Sarsılmaz irademiz, kararlılığımız, inancımız, güvenimiz… Ya da korkularımız, tabularımız, değişmeyen kurallarımız… Bizi zor anlarda koruyan, içine saklandığımız ya da ardına sığındığımız duvarlarımız.

Dosdoğru ilerleyen, yolundaki her şeyi ezip geçen duygularımızın taşıyıcıları: kalelerimiz.

Bazen bir inanç, bazen bir takım, bir tutku, bir kural… Çoğumuzun hiç sorgulamadığı ya da sorgulamaya cesaret bile edemediği sağlam duvarlarımız.

Ve işte bu yüzden köşeleri tutarlar.


Fakat asıl soru şu: Biz mi inşa ettik kalelerimizi? Gerçekten bizi güçlendiren sağlam duvarlar mı, yoksa ruhumuzu ve yeteneklerimizi sınırlayan hapishaneler mi? İnancımızın, kararlılığımızın taşıyıcıları mı, yoksa korkularımızın ve bize miras kalan tabuların arasında sıkıştığımız duvarlar mı?

En zor anlarda nereye saklanıyoruz? Hangi yönlerimiz devreye giriyor? Korkularımız mı, yoksa bizi hep ileriye götüren, o anlardan çıkaran en güçlü yanlarımız mı?


Evet, sevgili dostum… Şimdi yanında taşıdığın aynayı çıkar ve kalelerine bak.

Cesaretle, dürüstçe…

Sor, sorgula. Bir kale inşa edecek olsan, taşları cesaret mi olurdu, yoksa korku mu?

Evet, hepimizin korkuları, endişeleri, zayıf yanları, hataları, belki de günahları var. Ve hepimizin özel yanları, farklılıkları var. Mesele, hangisine tuğla taşıdığımız, değil mi?

Surların arkasında sessiz ve sıkışmış bir yaşam mı?

Yoksa seni sen yapan parçalardan oluşan, önünde dimdik durduğun surlar mı?


Şimdi karar verme zamanı! Yaşın, yaşadıkların ne olursa olsun… İçindeki cevheri hisset—belki bir duygunu, belki hayata karşı onurlu duruşunu, belki de seni herkesten ayıran yeteneklerini güçlendirme zamanı.

Ya da seni sınırlandıran korkularını, sana dayatılan tabularını bir balyozla yıkma zamanı, değil mi? Neyden korkuyorsun, taşların altında kalmaktan mı?

Korkma dostum, kimse gerçekten ölmeden ölmez.

Cesaretle vur balyozunu.

Keşfedilmemiş seni keşfet. Bildiğin ve inandığın değerlerden yeni kaleler inşa et.


Lakin unutma: İçinde adalet olmayan her kale, yıkılmaya mecburdur.

Merhamet mi? O, kanadı kırık bir kuşa, susuz kalmış bir çiçeğe olur. İnsanın insana olan merhameti ise evi çalınmış bir adama battaniye vermekten fazlası değildir.


Ve artık hazırsan… Kalelerin tahtadaki yerlerini biliyorsun.

Yerleştirebilirsin.


Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin

Çok Yakında

© 2035 by Ebedi Kalem  and secured by Wix

bottom of page