top of page

Kibritçi (Life Gambit 2 )

  • Halit
  • 15 Mar
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 22 Mar


ree



Karanlıktasın, yönünü göremiyorsun, için daralıyor ve hiç hak etmediğin bir yerde olduğunu düşünüyorsun. İşte tam o anda bir ışık beliriyor derinlerde. Her insan gibi adımlarını ışığa doğru atmaya başlıyorsun. Sen ışığa adım attıkça etrafın aydınlanmaya başlıyor. Işık sana, sen ışığa yaklaşıyorsun. Artık karanlıkta yüz yüze geliyorsunuz.

Bazen tanıdık bir sima, bazen de ilk defa gördüğün birisi… Çok şanslı hissediyorsun kendini; bu karanlıkta bir ışık bulmuşsun.


Kibritçi zaten bu karanlık sokakların müdavimi… Hemen yol göstermeye başlıyor sana, sen de takılıyorsun onun peşine. Tıpkı o çıkmaz sokağa girdiğin gibi.


Ufacık bir ışık… Ne de güzel aydınlatıyor, değil mi? Tüm karanlıkları… Peş peşe yürüyorsunuz. Kibritçi kendi yolunda, sen onun yolunda... İstesene, kibrit kutusunu verir mi sana? Vermez. Hatta o yolculukta öyle bir hale getirir ki seni, kibritçi o kutuyu verse bile sen yakamayacak kadar aciz hissedersin kendini.


Zaman geçer… An geçer… Kibritçinin kutusundaki kibritler biter. O, kendi için olanı almıştır. Her yer bir anda tekrar kararmaya başlar. Üstelik bu sefer, yolunu bile bilmediğin bir yerdesindir.


Ve yine hayat sana bir seçim yapma imkânı sunar, binlerce defa sunduğu gibi...

Ya kibritçi suçludur, çünkü seni bırakıp gitmiştir...Ya da sen, sevgili dostum, kaynağı olmayan bir ışıkla hatta kibritlerin biteceğini bile bile yola çıktığın için…


Oysa beklemeyi tercih etseydin, gözlerin karanlıkta görmeye alışacaktı. Korkunun yerini cesaret alacak, karamsarlıkların umuda dönüşecekti. Kendi yolunu, karanlıkta kendin bulacaktın. Girerken dikkat etmediğin çıkmaz sokağa, çıkarken daha karanlık olmasına rağmen dikkat edecektin. Karanlıkta görmeyi öğrenecektin. Aydınlıkta takıldığın taşa, karanlıkta takılmayacaktın.


Hayır, tabii ki karanlıkta her yanına gelen kibritçi değildir, sevgili dostum. Ama gerçekten, karanlıkta senin yanına senin için gelenler… Kalplerinin ışıklarıyla gelirler. Sana kendi yollarını göstermezler. O karanlıkta kendi yolunu bulman için yardımcı olurlar. Bir kibritçi gibi seni aciz hissettirmezler; aksine, ne kadar güçlü olduğunu hissettirirler. Çünkü onlar, sevgili dostum, kendi karanlıklarından kendi başlarına çıkanlardır.

Bazen önünde…Bazen yanında…Bazen arkanda yürürler ama senin yolunda yürürler. Hatta hiç bilmedikleri karanlıklara bile girerler seninle. Değerli olan, sensindir. Senin yolundur.


Karanlığa düştüğünde, elinde kibrit ile gelen olursa iki parmağını dudaklarında ıslat ve ışıklarını söndür. İşte o zaman görürsün yanına gelen gerçek bir dost mu, yoksa seni kendi karanlığına sürükleyen bir kibritçi mi?


Sana bir tavsiye : Karanlıktan, kendi ışığınla çık. Ve o yolda sana eşlik eden yoldaşını, aydınlığa çıkınca güneşi görüp sakın bırakma.


Çünkü güneş bile batar. Lakin karanlıkta seninle yürüyenler, hiçbir zaman batmaz.

En kötüsü de nedir, biliyor musun? Karanlıkta seninle yürüyen birini, bir kibritçi ile karşılaşıp kendi karanlığında bırakmaktır.

Evet, sevgili dostum…Hem bir yoldaş kaybettin…Hem de şimdi hiç bilmediğin bir karanlıktasın.


O mu? O, her karanlıktan çıkar. Çünkü o, karanlıkta yürümeyi öğrenmiştir. Yol senin yolun olsa da ,o karanlıkta kendi yolunu bulur.


Karanlıkta, elinde bir ayna da olsa kendini görmen zordur.

Zaten kendini görmen için aynaya da gerek yoktur.

Yeter ki…Her şeyin sende başlayıp sende bittiğine inan .

1 Yorum

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
Ayşe Dilbaz
Ayşe Dilbaz
13 Nis
5 üzerinden 5 yıldız

okurken sanki bambaşka yerdeymiş hissine kapılıyorsunuz, hele ki o valse açıp okumak en uzaklara okuduğunuz yere gidiyormuş gibi kalemine sağlık…

Beğen

Çok Yakında

© 2035 by Ebedi Kalem  and secured by Wix

bottom of page